“Sınırsız Kütüphane” 13 Eylül / 09 Ekim 2024
Görülmüştür Kollektifi, Redfotoğraf Grubu e Karşı Sanat içerideikilerle dışarıdakileri bir kez daha buluşturuyor.
“Sınırsız Kütüphane” başlıklı sergi Türkiye Hapishanelerinde tutulmakta olan yüzlerce yazar şair, ve çizerin varlığını kamuoyuna hatırlatmak, eserlerini hangi koşullarda, nasıl ürettiklerine, üretmeye devam ettiklerine dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirildi.
Karşı Sanat, Redfotoğraf ve Görülmüştür'ün iş birliğiyle gerçekleşen bu sergiler, sanatsal aktivizm ve toplumsal meseleleri birleştiren güçlü bir çaba olarak dikkat çekiyor. Eğer sergiler dördüncü defa yapılıyorsa, bu bir süreç ve gelişimin ürünü.
Bu tür sergiler genellikle siyasi, sosyal ya da insan haklarına dayalı konuları ele alır ve sanatın toplumu harekete geçirme potansiyelini vurgular. Karşı Sanat Çalışmaları, geçmişten bu yana muhalif ve eleştirel sanat pratiklerine yer veren bir alan olarak bilinirken, Red Fotoğraf ise özellikle belgesel ve eleştirel fotoğrafçılığa odaklanan bir kolektif. Görülmüştür ise, cezaevlerindeki mahkumların mektupları ve sanatsal üretimleri üzerinden toplumsal farkındalık yaratmayı amaçlayan bir proje olarak biliniyor.
Sergiler; sanatsal üretimi, toplumsal meselelerle buluşturma ihtiyacıyla ortaya çıkmış olabilir. Her bir serginin ise büyük ihtimalle farklı bir tema etrafında şekillenmesi, toplumsal olaylar ve siyasi gelişmelere yanıt olarak doğmuş olabilir. İlk serginin tarihi ve çıkış noktası, işbirliğinin şekilleniş süreciyle ilgili daha spesifik detaylar bu aşamayı daha net aydınlatacaktır.
Fotoğraf sanatçısı ve gazeteci Özcan Yaman sorularımı yanıtladı
Bu süreç nasıl gelişti, ilk adım hangi ihtiyaçtan doğdu ve sergiler topluma ne tür mesajlar vermeyi hedefledi, buna dair kişisel hikayen de bu kolektif çalışmaların önemli bir parçası olabilir. Bu Dördüncü sergi bildiğim kadarıyla…
Özcan Yaman ; 2016 yılında Görülmüştür ve Redfotoğraf olarak "İçerden Dışarıya Fotoğraf" çalışmasına başladık. Bu projenin büyük ilgi görmesi üzerine sergilerin devamı geldi. "Dışarıdan İçeriye," "Fotoğraf Özgürlüğün Sesi" ve "Karanlıkta Kahkaha" gibi güçlü temalar öne çıktı. Şu anda da beşinci serginizi hazırlıyoruz. Bu süreçe Karşı Sanat'ta pandemi döneminde başladık.
Bu sergi; Karşı Sanat Çalışmaları’nın sezon açılış sergileri arasında yer alıyor ve Görülmüştür ile Redfotoğraf’ın hapishane temalı “Sınırsız Kütüphane” projeleri 9 Ekim tarihine dek izlenebilecek.
Anlattıklarınız, sergilerin sanatla toplumsal sorunları bir araya getirip ne kadar geniş bir ilgi alanı oluşturduğunu gösteriyor.
Özcan Yaman olarak başarılı bir fotoğrafçı kimliğinle bu ekibe nasıl dahil oldun ve cezaevlerindeki mahkumların sanatsal üretimine nasıl ilgi duydun? İçeride yaşayan, şair, yazar ya da hiç eğitim almadan sonradan sanatçı olan kişilere yönelik ilgin, belki de sanatsal yaratıcılığın sınır tanımayan gücünden kaynaklanıyor olabilir. Peki bu ilgi nasıl başladı?
Cezaevlerinde yaşayan insanların, bazen sanatsal bir üretime yönelmesi, hem kişisel hem de toplumsal anlamda dönüşüm sağlıyor. Bu, sanatı bir özgürleşme aracı olarak görmenize neden olmuş olabilir mi? Cezaevlerinde sıkışmış bireylerin iç dünyasını dışa vurması, sizin fotoğraf pratiğinize nasıl yansıdı? Mahkumların sanatsal üretimlerine duyduğunuz ilgi, onların zor koşullar altındaki yaratıcı potansiyellerini keşfetmenizle mi başladı?
“Bu süreci özetlemek gerekirse, hayata bakışınız ve ideolojik bakış açınız, sizi demokrasi mücadelesinin içinde konumlandırıyor. Bu mücadelede, dışarıda olan bir birey olarak her an içeride olma ihtimalini göz önünde bulunduruyorsun. Redfotoğraf Grubu olarak bizi de cezaevlerindeki insanların sesini duyurma çabasına yönlendirdi.
Redfotoğraf Grubu olarak, sadece bireysel değil, kolektif bir dayanışma ve mücadeleye destek verdik. Bir “İçerisi” var, bir “dışarısı” var. Türkiye'deki demokrasi mücadelesinin inişli çıkışlı yapısını gözlemleyerek, sistemin temeldeki bozukluğunu görüyoruz.
Bu mücadelem, tahayyül ettiğim adil, eşitlikçi bir sistem kurulana dek devam edecek. Muhalefet kanadında, sanat ve gazetecilik aracılığıyla elimden geleni yaparak, mücadelemi sürdürüyorum, sürdüreceğim de.”
Bu sergide kaç esere yer vermeyi planladınız, ya da kaç tane eser yer aldı? Kaç konuğunuz var? Özünde bu sergi çok kalabalık görünüyor. Bazı tanınmış isimlere de ayrıcalık göstermeksizin yer vermişsiniz.
"Sergimiz çok geniş kapsamlı, yaklaşık 150 katılımcı var. Bunların 100-120 civarı, içeride yazar olmuş, kitapları basılmış ya da basılamamış, ancak yazıları elimizde bulunan fanzinler, mektuplar gibi belgelerde saklanan kişiler. Ayrıca içeride resim yapan arkadaşlarımızın işleri ve mektupları da var. Mektuplar da aslında birer edebi eser. Biz bunları orijinal halleriyle sergiledik, ziyaretçiler bu mektupları okuyup orijinallerinden o duyguları yakalayabilirler. Bunun dışında dışarıdan 34 fotoğrafçı, heykeltıraş ve grafiker katıldı. Dışarıdan katılan bu arkadaşlara dedik ki, biz 'Sınırsız Kütüphane' adında bir sergi yapıyoruz. İçeridekiler yaratıcılık, malzeme sıkıntısı ve sansür baskısıyla sınanırken, dışarıda olan bizler, 'özgür' insanlar olarak nasıl bir bakış açısıyla yaklaşabiliriz? Bu durum bize ne hissettiriyor? Bunu fotoğrafla, grafikle, heykelle gösterir misiniz? İşte gördüğünüz gibi burada Bünyamin Bozkuş’un canlı heykeli, Erim Bayrı’ya ait ağaç işleri ve fotoğrafçıların eserleri var.
Bu sergiyle amacımız, içerideki ve dışarıdaki insanları bir araya getirerek ortak bir ses, ortak bir görünürlük kazandırmaktı. Karınca kararınca bu amaca ulaşmaya çalıştık. Artık gerisi izleyicilere ve okuyuculara kalmış. Teşekkür ederim şimdiden."
Şu materyale baktığımda en çok dikkat çekenlerden birkaçı tabii ki, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ adlarının olduğunu görüyoruz. Hatta hayatını kaybedenler de var burada eserlerinin bir şekilde yer alması güzel bundan mutluluk duyuyoruz. Ancak bu sergiler amacına ulaşıyor mu? Dışarıya yeterince ses duyurabiliyor mu? Bir önceki serginiz “Karanlıkta Kahkaha” adıyla medyada yer bulmuştu…
“Tabii ki bazı isimlerin öne çıkarılması, bu sorunun sorun olarak gündemleşmesine yardımcı oluyor ama içeride sadece İlhan Çomak yok. Ama biliyoruz ki İlhan Çomak en azından muhalif basında çok yer aldı. Onun dışında Demirtaş’ın zaten her kitabı olay oluyor. Figen Yüksekdağ’ın kitabı yasaklandı filan, hani bir şey var bunlar göz önünde olanlar. Siyasi kişilikler ancak içeride yazar olan ünlüler diyelim. Ancak bizim esas vurgulamak istediğimiz şey, geri kalan, 'ünsüz' diyebileceğimiz tırnak içinde sıradan yazarların da bu süreçte en az onlar kadar yer almaları. Bizim sergilerimizde ve katılımcı listemizde bu isimlere de aynı şekilde yer verdik. Kitaplarının da diğerlerinden farkı yok, öne çıkarmak gibi bir durum yok, hepsi aynı değerle sergileniyor.
Sergi katılımcıları listemizde de isimleri herkesle eşit yer aldı. Kitaplar arasında da öyle çok abartılı öne çıkartma yoktur, diğer kitapların arasındadır kitapları… Dolayısıyla bu sorunun sorun olarak gündemleşmesi tabii ki birilerinin öne çıkarılmasıyla olur ama içeride bir tek ilhan yok, bir tek Demirtaş yok birçok yazar var. Biz bu birçok sanatçının, yazarın bilinmesini istiyoruz.
Yani bir Barış İnan’ın bir Bülent Parmaksız’ın Haydar Bayar’ın, Hayrettin Resul Baltacı’nın, Remziye Meral Altuğ’un Resul Kocatürk’ün, Soydan Akay’ın duyulmasını istiyoruz, seslerinin bu tür sergilerle daha çok kitleye ulaşmasını amaçlıyoruz."
Teşekkürler Özcan Yaman
“Sınırsız Kütüphane” haberi ve köşe yazım “Adil Okay” ile devam edecek…
Hatice Özbay
#ÖzcanYaman #Görülmüştür #Redfotoğraf #sergi #HaticeÖzbay #Karşı #KarşıSanat #Karşısanatçalışmları #Sınırsızkütüophane #SelahattinDemirtaş #FigenYüksekdağ #YaşarKaba #Flashistanbul #İstanbulflash #Bünyamin Bozkuş #İlhanÇomak #Feyyaz Yaman #Adil Okay #yazar #çizer #içeridekiler #hapishane #heykel #resukkocatürk #soydanakay #hayrettinResulaltacı #RemziyeMeralAltuğ
a içeride öğretilmiş yüzden fazla edebi esere kitap resim karakteri bir araya getiriyor sergide değişik hastanelerden 112 mahpusun 34 fotoğrafçı grafiker heykeltıraşın eserleri yer alıyor.
Mahpusların yazdığı şiir Roman Öykü ve deneme türü kitaplar yanı sıra hapishanede üretilen edebiyat karikatür dergileri hapishane konulu kitaplarda “Sınırsız kütüphane ’de izleyici ile buluşuyorm