Sınırsız Kütüphane
"Sınırsız Kütüphane sergisi, 13 Eylül - 9 Ekim 2024 tarihleri arasında Karşı Sanat'ta Sezonun ilk sergisi olarak açıldı.
“Sınırsız Kütüphane” başlıklı sergi Türkiye Hapishanelerinde tutulmakta olan yüzlerce yazar şair, ve çizerin varlığını kamuoyuna hatırlatmak, eserlerini hangi koşullarda, nasıl ürettiklerine, üretmeye devam ettiklerine dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirildi.”
Bu sergi, Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf Grubu ve Karşı Sanat iş birliğiyle hayata geçiyor ve bir kez daha içerdekilerle dışarıdakileri buluşturmayı amaçlıyor. Bir önceki yazımda bu sergi üzerine Özcan Yaman ile gerçekleştirdiğim söyleşiden bahsetmiştim. Bugün ise Adil Okay ile paylaşım yapacağım.
Adil Okay, Görülmüştür Kolektifi'nin kurucularındandır.
Birçok karma kitaba katkı sunmuş ve 1999’dan 2023’e kadar 20 yeni kitap çalışması yapmış bir yazar ve aktivisttir.
Politik nedenlerle cezaevinde yatmış, cezaevinde uğradığı silahlı saldırıda ayağından yaralanmıştır. 12 Eylül sonrasında Adana Cezaevi'nden firar ederek yurtdışına sürgüne gitmiş ve sürgünde iki kitabı yayımlanmıştır.
Ayrıca Özgür Üniversite'de ders vermiş, Kavram Sözlüğü çalışmasına katkıda bulunmuştur. Yerel ve ulusal birçok gazete ve dergide yazıları yayımlanmış, şiirleri ise Arapça ve Fransızcaya çevrilmiştir. Okay, içeriyi de dışarıyı da derinlemesine bilen bir isimdir.
Adil Bey, gün içinde önce Özcan Yaman ile konuştum. Bu sergi, birlikte yürüttüğünüz dördüncü hatta beşinci çalışma. Ona, bu yola nasıl çıktığınızı sordum. Ancak sizin özel olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
"Okay: "Görülmüştür Kolektifi olarak 14 yıldır faaliyet yürütüyoruz. Amacımız, hapishanedeki politik mahpusların sesini dışarıya duyurmak ve bu sesleri dışarıdaki seslerle birleştirmek.
Sadece sanatçılar değil, sokakta yaşayan tüm insanların da bu sesi duymasını istiyoruz. Yılda bir defa böyle bir sergi düzenliyoruz. Bu beşinci sergimiz ve Redfotoğraf Grubu ile ortak çalışıyoruz. Bu serginin teması 'Sınırsız Kütüphane.' Hapishanelerde üretilen eserleri, özellikle kitapları, edebi metinleri, resimleri ve karikatürleri kamuoyuyla buluşturmayı hedefliyoruz.
Diyoruz ki: Evet, dışarıda da baskılar var, ama içeridekiler çok daha ağır baskı altında yaşıyor. Onları unutmayın, seslerini duyun.
Bu serginin bir özgünlüğü de var. Son 30 yılda hapishanelerde yazılmış, çizilmiş eserleri içeriyor. Sergide yer alan iki önemli isimden bahsetmek isterim. Biri, Halil Güneş. O, hapishanede ağır hastaydı, tahliye edilmedi ve cezaevinde hayatını kaybetti. Diğeri ise Nevzat Çapkın. Kanser hastasıydı, ölümün eşiğindeyken tahliye edildi ve maalesef dışarı çıktıktan birkaç ay sonra vefat etti.
Mahpustaki kişilere ulaşmak kolay olmasa gerek?
Yıllardır mektuplaşıyoruz. 14 yıldır da Görülmüştür Kollektifi olarak içeridekilerle iletişim halindeyiz. İsterseniz siz de istediğiniz kişilerle mektuplaşabilirsiniz. Ayrıca bu sergi iletişimde bulunduklarımızın tamamını kapsamıyor. Bu beşinci sergimizde oldukça kapsayıcı olmaya çalıştık, yaklaşık 150 katılımcı var. Bunların 100-120 civarı, içeride yazar olmuş, kitapları basılmış ya da basılamamış, ancak yazıları elimizde bulunan fanzinleri, çokça mektupları var.”
Benden söylemesi gittim, sergiyi gezdim ve düzenleyenleri ile söyleştim. Sevgili okurlarımız sıra sizde. Sergide gördüğünüz bir kitap, bir karikatür veya bir resim sizi yeni mektup arkadaşınıza yaklaştırabilir.
Kalın sağlıcakla…
Hatice Özbay